“Ruhumuzun Heykelini Dikerken, bir yandan bir ufku idealize edip seslendiriyor, öbür yandan da İslâm dünyasının hâlihazırdaki bunalımları ile İslâmî düşüncenin yeniden yapılanmasının önünde duran sosyolojik ve tarihî engelleri tahlil ediyor. Fakat müellif, yeniden dirilişin korunu içinde taşıyan millete ve onun ruhunda var olan “millî romantizm”e olan inancını bir an bile olsun yitirmiyor ve ona sınırsız bir ümitle bağlı bulunuyor.”