“O, insanlığın iftihar tablosudur. On dört asırdan beri dünya çapındaki en büyük dâhiler, dev filozoflar ve her biri düşünce semamızın yıldızı nice mütefekkir ve ilim adamları, hep O’nun arkasında el pençe divan durmuş ve O’na hitaben: “Sen, sana mensubiyetle övündüğümüz insansın.” demişlerdir.
O’nun büyüklüğüne şu yeter ki, çağımızda bu kadar tahripten sonra hâlâ biz, minarelerden “Eşhedü enne Muhammeden Resûlullah” sadâsını duyuyor, Ruh-u Revan-ı Muhammedî’nin her yanda şehbal açtığını müşâhede ediyor ve ruhanîlerle beraber günde beş kez coşuyoruz.. ”