Kendinden geçen doktor, sağlığını yitirmiş genç hastasına çıldırmış gibi bağırıyordu, içinin kin ve nefretini bir türlü frenleyemeyerek.
— Sen yaşamalısın, diyordu. Ölüm senin için en büyük ödül olur.
Bütün insanlığa ibret için...
Tükenmek, delirmek, kahrolmak için...
Ölümü bir karasevdalı gibi beklemek için yaşamalısın.
Hayallerini yıktığın, hayatlarını kararttığın sayısız genç kızı nasıl çıldırttıysan sen de çıldırmak için yaşamalısın!
Ölüm gibi bir kurtarıcı hemen eline geçmemeli. Onun dehşetini bütün damarlarından hissederek azap çekmelisin.
Seni yaşatmak için elimden geleni yapacağım.
Doktorun bu çıkışı karşısında gözlerini kapadı, yalnızca kendi duyacağı bir şekilde:
“Vicdan Ateşi böyleymiş!” diye inledi.