“Hicretle/göçle birlikte ortaya çıkan sosyal ve ekonomik sorunları çözmek; din ve kültür farklarından kaynaklanan inanç ve ahlak problemlerinin üstesinden gelmek, bir taraftan yeni topluma entegre olurken diğer taraftan asimile olmamak gibi hususlar hayati önem arz eder. Bunun için hem Kur’an’da hicretleri anlatılan peygamberler ve onlara iman edenlerin hem de son peygamber Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) ve ashabının hayat/hicret hikâyeleri bu maksatla yeniden okunmalı ve göç öncesi ya da sonrasında yaşanan problemlerin isabetli çözümü adına örnekler araştırılmalı, temel disiplinler çıkarılmalıdır. Bu hikmete binaendir ki Kur’an, Allah Resûlü ve ashabının hicretinden önce de zalim ve azgın toplulukların, yaptıkları işkence, zulüm ve uyguladıkları baskı sonucu peygamberlerin ve onlara inananların hicret ettiğinden özellikle bahseder; böylece beşerin hayatında kıyamete kadar değişmeyecek olan önemli bir sünnetullaha dikkat çeker, müminlerin gerektiğinde hicrete ve zorluklarını göğüslemeye hazır olmalarını ve bu durumda nasıl davranacaklarını/neler yapmaları gerektiğini ders verir.”
